top of page

Üniversiteli ‘Babaanne’

  • HEMDEM
  • 9 May 2019
  • 2 dakikada okunur

Konya da yaşayan 2 çocuk annesi ve bir torun sahibi olan 48 yaşındaki genç babaanne Zeliha Uyar Poyraz okuma hayalini gerçekleştirdi ve Üniversite mezuniyetine gün sayıyor.


Türkiye de ‘Kadın’ olmanın zor olduğunu, özellikle de ‘Anadolulu bir ailede kadın’ olmanın çok zor olduğunu dile getiren Zeliha Uyar Poyraz, “14 yaşında nişanlıydım, 17 yaşında evli, 18 yaşında anneydim ben…” dedi.


“Eşimi okumama 35 yaşımda ikna ettim”

Kadınsanız tercih hakkınız pek yok veya yoktu ifadelerini kullanan Poyraz şöyle anlattı: “Şehirde büyüdüm ve Konya’nın köylerinden birine gelin gittim bu benim için gerçekten zor bir dönemdi. Yıllar geçti köy hayatına uyum sağladım iki çocuk annesi oldum. Maddi anlamda da biraz toparlanınca ailecek şehir’e geri geldik. Daha 6 yaşımdayken ‘ben bir şey olmalıyım’ dediğimi hatırlıyorum. O bir şey olmalıyım cümlesinin anlamı benim bir mesleğim olmalı demekmiş bir erkeğe bağımlı kalmadan yaşama isteğiymiş. Çok zaman geçti üstünden ama fark ettim ki içimde o ben bir şey olmalıyım düşüncesi olduğu yerde kök salmış bütün düşüncelerimi esir almış içimdeki okuma aşkı hiç sönmemiş. Yıllarca eşimi okumam için ikna etmeye çalıştım tam 35 yaşımdayken olumlu sonuç verdi ve okumaya başladım.”


“Üniversiteye hazırlanmak gibi bir fırsatım olmadı”

Dışarıdan ortaokulu bitiren ve liseye başladıktan bir yıl sonra annesinin kanser hastası olduğunu öğrenen Zeliha Uyar, 3 yıl boyunca annesinin kanserle olan savaşında destek olduğunu, zamanının çoğunu hastanede geçirdiğini söyleyerek, “ Kanser hastalığıydı bu, başka hastalıklara benzemiyordu. O dönemde içimde yıllarca süren o okuma aşkını ikinci plana attım ve sadece sınavlara girebildim. Sonra dershaneye gitmek, soru çözmek, üniversiteye hazırlanmak gibi bir fırsatım olmadı çünkü annem hastaydı, kızım da üniversite sınavına hazırlanıyordu. Annemi kaybettim. Bu benliğinizin bir parçasını kaybetmek gibi bir şeydi.” dedi.


İletişim Fakültesi ‘Gazetecilik” bölümü

Üniversite sınavına bir ay kala bilgisayar başında sınava hazırlık videoları dinlediğini ve bir ay sonunda da sınava girip Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünü kazandığını ifade eden Zeliha Uyar, “Çoğunluk olmasa da başta olumsuz yaklaşan, hoş karşılamayanlar elbette oldu. Ancak o güne kadar eleştirileriyle engel olmak isteyenlerin kazandığım gün beni takdir ettiğini ve en az benim kadar onlarında mutlu olduğuna şahit oldum.” diye konuştu.



‘Üniversitede ilk gün’

Üniversiteye geldiği ilk günün çok farklı bir deneyim olduğunu söyleyen Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisi Zeliha Uyar, “Kızım yaşında gençlerle aynı ortamı paylaşmanın çok ötesinde aynı düzeyde olmak zorunda olduğum bir alanda olmam hani bir yanınızla mahcubiyet hissetmek gibi. Gençler benim hakkım da şuan ne düşünüyor, acaba hocalar ne düşünecek, bu yaşta bir insana nasıl bir bakış açısıyla bakılacak endişesi ve tabiki de bunca geç kalınmış olmanın verdiği pişmanlık gibi karma karışık duygular içerisindeydim. Ben neden buradayım diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ama sonra alıştım. Çünkü ben her şeyden önce bir anneydim gençlere de sınıf arkadaşı yerine kızıma baktığım gibi bakmaya başladım öylece kolaylaştı. ” şeklinde konuştu.


“Öğrenci olmaktan önce bir anne, eş ve babaanneyim.”

Derslerinin iyi olduğunu ve kaldığı herhangi bir dersin olmadığını belirten Zeliha Uyar, “ Derslere çalışmak tabiki belirli bir zaman istiyor ancak ben öğrenci olmaktan önce bir anne, eş ve babaanneyim. Bu yüzden ailedeki sorumluluklarım öncelik kazanıyor, geriye kalan boş zamanlarımda da ders çalışmaya çabalıyorum.” şeklinde devam etti.

Mezun olduktan sonra yerel bir gazete de çalışabileceğini ancak ilk önceliğinin yüksek lisans yapmak olduğunu söyleyen Zeliha Uyar, maddi koşullarının yeterli geldiği takdirde doktora yapmak istediğinin bilgisini verdi.


SİNEM ADANMIŞ

 
 
 

Comments


©2019 by HEMDEM. Proudly created with Wix.com

bottom of page